Diyetimizde çok fazla tuzlu var. Tüm paketli ürünlere, bütün endüstriyel ürünlere tuz eklenir ve yemek pişirirken de tuzlu ekleriz. Tuzlu, iştahı kabartır ve yiyecekleri daha lezzetli ayla getirir. Tüketiciler tuz yiyecekleri sever ve bilhassa paketli yiyecek üreticileri ve fast food restoranları yiyeceklere daha fazlasını ekler. Tuzun sıhhat için oluşturduğu temel tehdit tansiyonda bir artışa yol açmasıdır ve bu, kalp krizi ve felç gibi önemli sıhhat sorunlarının gelişimi için asıl tehlike faktörüdür. Fazla tuzlu tüketimi böbreklere, kalbe, atardamarlara büyük hasar verir. Vücutta metabolik süreçler bozulursa, akıcı tutulur, ödem gelişir ve aşırı kilo ortaya çıkar. Ek olarak, yüksek düzeyde tuz alımı migreni tetikleyebilir ve astımı kötüleştirebilir. bu nedenle uzmanlar olası olduğunca eksik tuzlu yemeyi, yiyeceklere tuz eklememeyi, fazla tuzlu içeren ürünlerin tüketimini azaltmayı öneriyorlar. Örneğin, sosis, konserve ve peynir tüketimini sınırlamak daha iyidir.
Fakat yemek pişirirken tuzlu eklemeden edemeyiz, çünkü yemekler tatsız ve lezzetsiz ışık halkası gelebilir.Ancak tuzun tamamını ya da bir kısmını başka baharatlarla değiştirerek yemeğinizdeki tuz miktarını azaltmanın yolları vardır. Öteki Tuzları Deneyin Olağan sofra tuzunu deniz tuzu ya da Himalaya tuzu gibi başka bir tuzlu türüyle değiştirebilirsiniz. Yemeklere daha pozitif tat eklerler, bu nedenle daha az tedarik gerekir. Ayrıca öbür tuz türleri, farklı miktarlarda sodyum içerir. Deniz tuzu yüzde 16 sodyum içerirken, sıradan sofra tuzu yüzde 97’ye kadar içerebilir. Daha Pozitif Asit Asit ekleyerek yemeğin tadını artırabilirsiniz, yoğunluk oluşturacak, et ve balığın doğal tuz tadını ve sebzelerin tatlılığını artıracaktır. böylece, şefler çoğunlukla tuzlu yerine yemeklere, mesela dağıtılmış meyve suları ekler. Limon ve nar suları, tuzlu yiyecekleri adamakıllı vazgeçmek isteyenler için iyi bir seçenektir. Limon suyu bazında salatalar için bir sos yapabilirsiniz ve nar suyu ile et veya balık için bir temel oluşturabilirsiniz. Baharatlar Yemeklerimizin tuzlu oranını eksilmek ve daha az tuzlu eklemenin yollarından biri de baharatları kullanmaktır. Tat reseptörleri baharatlı yiyecekler ve baharatları daha artı hisseder.Tuzlu yerine kırmızı biber, sarımsak, kekik de kullanabilirsiniz. Ayrıca tarçın, kakule, kişniş, fesleğen ve diğer otlar doğal lezzet arttırıcılardır, tuzlu ihtiyacını azaltırlar. Sarımsak ya da rezene ile pişirilen bir yemeğin tuzlanmasına lüzum yoktur. Tadı arttırmak için otlar da kullanabilirsiniz. Taze fesleğen, maydanoz, kişniş, biberiye, kekik ve adaçayı idealdir. Tuzlu Yiyecekler Tuzu değiştirmenin bir başka iyi yolu da doğal olarak tuz yiyecekler kullanmaktır. Güneşte kurutulmuş domatesleri tuz yerine kullanabilirsiniz, tabii oysa tuz ek edilmeden pişirilmiş olanları. Bu domatesler olağanüstü bir lezzet arttırıcıdır. Hem tuz peynirler kullanabilir ve tuz ekleme ihtiyacını ortadan kaldırabilirsiniz. Salata, omlet veya unlu mamullerde tuzlu peynir kullanıyorsanız, yemeğin tuzlanmasına lüzum yoktur. Ağız Tadı tadınızı kandırabilirsiniz. Salatalara ya da sıcak yemeklere eklenebilecek deniz yosunu veya peynir gibi gibi doğal olarak tuzlu yiyecekleri deneyin. Daha Eksik Yağ Kullanın Yyemek ne kadar yağlı olursa, damak tomurcuklarımız o kadar fazla tuza gereklilik duyar. Yani, derin yağda kızartılmış patatesler ve yağsız fırınlanmış patatesler, öbür miktarlarda tuza sahip olacaklar, ancak tadı eşit derecede tuz gibi görünecektir.Sonuç olarak yemek yemek tadından bir şey kaybetmeyecek ama sağlığa daha yararlı ülkü gelecektir. Sarımsak ve Soğan Ttuzu değiştirmenin acayip bir yolu da sarımsak ve soğan kullanımıdır. Bilhassa et yemeklerinde tuzlu yerine sotelenmiş soğan ve sarımsak kullanabilirsiniz. Ardındaki eti istediğiniz şekilde pişirebilirsiniz.
Tuzlu, sodyum ve klor almak üzere iki manâlı bileşenden oluşur. Sodyum iyonları vücuttaki akışkan dengesinden sorumludur, adale liflerinin kasılma süreçlerinde, asap uyarılarının geçişinde yer alır. Klor iyonları, yiyeceklerin sindirimi için zorunlu olan hidroklorik asit üretimini düzenlemeye muavin olur. bu nedenle, yeterli miktarda tuz tüketmek önemlidir. Dünya Sağlık Durumu Örgütü’nün (DSÖ) tavsiyelerine tarafından insan vücudunun günde 5 gram tuza ihtiyacı vardır. 3.5 ila 7 gram dinç bir insan için normaldir. Günde 5 gramdan eksik tuzlu tüketmenin yararları ya da zararları saptama edilmemiştir fakat yürek yetmezliği olan hastaların günde en fazla 1 – 1,7 grama dek tuz tüketmeleri önerilmektedir.Aşırıya kaçmamak ve çok pozitif kullanmamak için, ürünlerin kendisinde yer alan doğal tuz seviyesini dikkatlice izlemeniz gerekir. Bazı yemeklerin hazırlanmasında eklediğimiz tuza ek olarak, ürünlerde zaten tuzun bulunduğunu unutmamak önemlidir. minimum tuzlu taze sebze ve meyvelerde (100 gram başına 0,1 gram), işlenmemiş et ve balıkta (0,3 gram), en çok da atıştırmalıklarda (3,4 gram) bulunur. Sosis (2,5 gram), mayonez ve ketçap (sırasıyla 2,5 ve 2,4 gram), peynir (1,85 gram), konserve (1,35 gram), salam (1,4 gram), etli pizza, balık (1,2 gram) ve ekmek (1,1 gram) de yüksek tuz içerir.
Çok artı tuzun ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı kanıtlandığı için vücuttaki pozitif sodyumun nasıl ayrım edileceğini anlayışlı olmak önemlidir. Günlük tüketilen sodyum miktarını dürüst bir şekilde tahmin etmek son derece zordur, fakat günlük idrarla sodyum atılımı (atık ürünlerin vücuttan, bilhassa böbrekler yoluyla atılması), jurnal tüketilen tuzun belirlenmesinde altın standart olarak kabul edilen bir yöntemdir.Hipernatremi (vücutta pozitif sodyum) kalp yetmezliği ve kronik böbrek hastalığı gibi hastalıklar sebebiyle çoğalan sodyum alımı ya da azalan atılımdan kaynaklanabilir. Hipernatreminin belirtileri arasında periferik ödem, solunum yetmezliği, pulmoner ödem, venöz tıkanma, yüksek tansiyon ve aşırı cisim ağırlığı bulunur. Yani vücudun bir saat gibi çalışmasını istiyorsanız, bir muayeneden geçmeli ve vücuda zarar vermeden ne dek tuzlu alabileceğiniz konusunda bir uzmana danışmalısınız..