Koronavirüsün delta varyantının yarattığı tehdide dikkat çeken TTB, gerekli önlemlerin çabucak alınması çağrısı yaptı.
Türkiye ’de 16 ilde 134 vakada görüldüğü açıklanan koronavirüsün delta varyantı hakkında izah etme yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Gerekli bilimsel önlemler çabucak alınmalıdır” dedi.
TTB Merkez Konseyi kadar yapılan açıklamada, delta varyantına ilişkin mevcut bilgiler sıralanırken, “Şu anki salgındaki veriler ve yapılan aşı oranlarıyla; ilk önce Delta varyantı edinmek üzere daha bulaşıcı yeni varyantlar da göz önünde bulundurarak salgın bitti algısı yaratılmasının fazla ağır sonuçları olabileceği konusunda yetkilileri uyarıyoruz” denildi.
TTB, önerini 7 maddede özetledi.
TTB Merkez Konseyi kadar yapılan izah etme şöyle:
DELTA VARYANTINA YÖNELİK GEREKLİ BİLİMSEL ÖNLEMLER HIZLA ALINMALIDIR
Kabinenin 21 Haziran 2021 tarihli toplantısı sonrası, 1 Temmuz tarihinden itibaren, pandemi gerekçesiyle devamlı sınırlamaların sona erdirileceği açıklaması yapılmıştır. Mevcut kararların pandemi ile mücadelede bilimsel verilere dayalı olmadığı ne yazık ama yeniden görülmektedir. Yapılan açıklamalar toplumda pandeminin bittiğine, teftiş altına alındığına dair hatalı algılar yaratmaktadır.
Son yayımlanan bilimsel bilgilere kadar salgının yoklama altına alındığından bahsedebilmek için günlük olgu sayısının 1000 ’in altında olması, ölümlerin olmaması ve vaka sayısının haftalık 100 binde 10 ’un aşağı olması gereklidir. Dünyada ve Türkiye ’de bu koşullar sağlanmamıştır. Ülkemizde jurnal yeni vaka sayısı 5500, jurnal ölüm sayısı ise 50-60 aralarında değişmektedir. Aşılama doz ve hızının artmasına karşılık iki doz aşı yapılanların oranı hemen şimdi %18 civarındadır. Bu oranlar toplumsal bağışıklık sağlanmasından, varyantlar dahil salgının teftiş edilmesi için nüfusun en düşük %70 ’ine iki doz aşı üretilmiş olmasından uzaktır.
Türkiye ve öteki ülkelerde COVID-19 mutasyonları varlığını devam ettiriyor, endişe verici varyantlar ile karşılaşıyoruz. Son verilere göre azami üzüntü uyandıran varyantlardan birisi “Delta varyantı” olarak adlandırılmaktadır. Yeni varyantı Dünya Tabipler Birliği Başkanı Frank Ulrich Montgomery, “Bu varyantın en sinsi özelliği, enfekte olanların boğazlarında çok süratli bir şekilde, çok yüksek bir viral etkiye yol açması. Bu Nedenle insanlar enfekte olduklarını ayrım etmeden virüsü başkalarına bulaştırabiliyor” şeklinde tanımlamış; söz konusu varyant kaynaklı COVID-19 vakalarının, daha öbür klinik semptomlarla kendini gösterebildiği ve bir takım hastalarda daha ağır seyredebildiğini belirtmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, Delta varyantının dördüncü dalgaya niçin olabileceği, bu nedenle fazla itinalı olunması ve tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiği uyarısını yapmıştır.
Delta varyantı oranları ilk önce Hindistan almak üzere, İngiltere, İsrail, Rusya, Polonya Avustralya gibi ülkelerde artarak devam etmektedir. İngiltere ’de vakaların %98,5 ’i ve Moskova ’da vakaların %90 ’ı Delta varyantıdır. Rusya ’da Delta varyantına bağlı yeni bir pik yaşanmaktadır. İsrail ’de Delta varyantı sebebiyle okullarda COVID-19 vakaları üç kat artmıştır. Afiyet Bakanlığı ’nın yurtdışı seyahatlerde uygulanacak önlemler için ülkeler arası riskle ahenkli olmayan yaklaşımı görülmektedir. Vaka sayıları her geçen gün artan Delta varyantının yoğun olduğu İngiltere ve Rusya gibi ülkelerden gelenlerde son 72 saat içinde yaptırılan testin olumsuz olması yeterli görülmektedir. Oysa ülkemizin yeni bir risk ile karşılaşmaması için özellikle uluslararası seyahatlerde bilimsel önlemlerini artırması gereklidir. Hindistan, Nepal, Pakistan vb. ülkelere uygulanan 72 saat içinde PCR testi yaptırılması, deneme negatif ise 14 gün karantina uygulanması ve yeniden testin olumsuz olması koşulu ile turist olarak gezi hakkına sahip olunması, ilk önce Rusya ve İngiltere almak üzere Delta varyantının yükseldiği her ülke için geçerli olmalıdır. Aksi takdirde turizm gibi bilimsel olmayan kaygılar uğruna yeni bir dalga ile karşılaşmamız mecburi olacaktır.
İngiltere ’de yapılan çalışmalarda Delta varyantının seri ve basit bulaştığı, daha güç çare edildiği gösterilmiştir. Yine etkili aşılama yapılmadığında hasta yapma olasılığının yüksek olduğu, bir takım aşılara aleyhinde immun yanıtının daha düşük olduğu, mRNA aşılarının varyantlara aleyhinde koruyuculuğunun daha yüksek olduğu, aşı ile birlikte öteki önlemlerin devam ettirilmesi gerektiği bildirilmektedir. Aşıya güvenip seri açılma ve rehavet, bazı ülkelerde Delta varyantın yaygınlaşmasının sebebi olarak görülmektedir. İsrail ’de aşı yaş sınırı da 12 ’ye indirilerek baştan önlemler sıkılaştırılmaya başlanmıştır. bu nedenle sağlık çalışanları ve 65 yaş üzerine yapılan ilk aşılamanın üzerinden 6 ay geçmesi ve Delta varyantı riski göz önünde bulundurulduğunda afiyet çalışanları ve 65 yaş üstü için varyantlara etkili mRNA aşıları ile üçüncü doz aşı programı başlatılmalıdır. 12 yaş ve üzeri nüfus da aşılama programına katılması bilimsel olarak gündeme alınmalı; zorunlu durumlarda süratli bir şekilde aşı istasyonları ve aşı mobil araçları kurulmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak şu anki salgındaki veriler ve yapılan aşı oranlarıyla; öncelikle Delta varyantı edinmek üzere daha bulaşıcı yeni varyantlar da göz önünde bulundurarak salgın bitti algısı yaratılmasının çok ağır sonuçları olabileceği konusunda yetkilileri uyarıyoruz. İktidarın sorumluluğu kendi hayat biçimlerini ve bilimsel olmayan antidemokratik uygulamalarını tüm topluma dayatmak değil, salgına yönelik gerekli önlemleri almaktır.
– Aşılamada son bir haftadır uygulamanın günlük 1,5 milyona değin çıkması sevindirici olmakla birlikte, unutmamalıyız fakat hemen şimdi toplumsal bağışıklığın uzağındayız.
– Lüzum aşı konusundaki tereddütler, gerekse de yöresel eşitsizlikler nedeniyle toplumda aşıya güven oluşması için toplum katılımı sağlanmalı, lokal dinamiklerle işbirliği yapılmalı; toplumun bütün kesimlerini temsilci demokratik kitle örgütlerini, iş odalarının, sendikaların, sürece ve karar alma mekanizmalarına aracısız katılımı sağlanmalı, aşılama hızı artırılmalıdır.
– Aşılama hızının artırılmasının yanına, varyantlara yönelik her 10 hastandan biri için -en olanaksız koşularda zeka 20 hastanın birinde- detaylı genom incelemeleri yapılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
– Jurnal deneme uygulamaları, filyasyon hizmetleri aksatılmamalıdır.
– Kalabalıklaşmaların önüne geçilmesi ve maddesel uzaklık, havalandırma, maske önlemleri devam ettirilmelidir.
– Aşı gibi, ücretsiz ve nitelikli maske dağıtımı da yapılmalıdır.
– Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ’nin (TMMOB) de sürece katkısı sağlanarak binalarda havalandırma koşulları düzeltilmeli ve denetlenmelidir. Havalandırma olanaklarının güçlendirilmesi için zorunlu bütün adımlar atılmalıdır.