Sağlık Bakanlığınca 18 yaşından gün alan bütün yurttaşlar için aşı randevularının tanımlanacağının açıklanmasının arkasında bu yaş grubu için aşı dozlarının düşürülmesi veya iki doz arası sürenin uzatılması yönünde düşünceler değerlendirilmeye başlandı. Konuya ilişkin tanımlama yapan Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Çocuklar ve 20 yaş altı grupta düşük doz aşı gündeme gelebilir” dedi.
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, çocuk ve genç erişkinleri aşılayan ülkelerdeki sonuçların izlendiğini belirterek bu gruplarda olur ya aşı dozlarının azaltılabileceğini ya da iki doz olacaksa da aradaki sürenin uzatılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Yavuz, İngiltere’de aşılamaların yüksek düzeyde olmasına karşın Delta varyantının baskın hale gelmesinin esas nedeninin ise aşılanmayan grup olduğuna sinyâl ederek “İkinci kayda değer niçin de İngiltere’de (erişkinlerde) ilk dozun üzerinden 3 ay geçtikten sonra ikinci dozu yaptılar. Erişkinlerde tek doz aşı, varyantlara aleyhinde yeterince etkili değil maalesef” diye konuştu.
Son iki haftada aşılamada hızlanan Türkiye’de, şimdiye kadar birincil doz aşı olanların sayısı 31 milyona, iki doz aşılananların sayısı ise 15 milyona ulaştı. Afiyet Bakanı Fahrettin Koca, 25 Haziran Cuma gününden itibaren 18 yaşından gün bölge tüm yurttaşlar için aşı randevularının tanımlanacağını açıkladı. bundan böyle tehlike grubu, meslek, yaş sınırına bakılmaksızın isteyen cümbür cemaat aşı olabilecek. öte taraftan bilim çevrelerinde, dünyada 12 yaş üstü çocuklar ve 20 yaş öncesi gençleri aşılayan ülkelerden elde edilen verilerin değerlendirilerek, bu yaş grubu için aşı dozlarının düşürülmesi ya da iki doz arası sürenin uzatılması yönünde düşünceler tartışılmaya başlandı.
DHA ’da yer alan habere kadar, Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, çocuk ve genç yetişkin nüfusta daha düşük doz aşılamalara dair çalışmaların sürdüğüne sinyâl ederek “Çocukların aşılanması ile ilgili natürel çok soru işareti var. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Biliyorsunuz genç erişkinleri aşılayan ülkeler var. Oradaki sonuçları gözlüyoruz. Genç erişkinlerde elimizdeki aşıların dozunun fazla gelebileceği ile ilgili görüşler olduğu için, onların güvenlik verileri değerlendirilip belki doz azaltılması düşünülebilir” dedi.
‘ÇOCUK YAŞ GRUBUNDAKİ ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR ’
Özellikle mRNA aşılarında 20 yaş altı grup ve çocuklar için daha az dozla aşı çalışmalarının yapıldığına da dikkat çekici eden Prof. Dr. Yavuz, iki doz arası sürenin de uzatılabileceğini söyleyerek “Bu çalışmaların çok kısa bir sürede sonuçlarını göreceğiz ve hangi dozlarda daha güvenli bir şekilde bu aşılar kullanılabilecek, bu belirlenecek. Yine ülkemizde de kullanılan CoronaVac aşısı, çocuklarda kullanımı için Çin’de tasdik aldı. Evre 2 çalışmasını bitirdiler ama az önce yayını okumadık. Sonuçlarını bilmiyoruz. Onların da bir iki ay içinde sonuçları ortaya çıkmış olacak. Hem mRNA aşılarından keza de CoronaVac aşısında ve diğer bazı aşılarda da çocuk yaş grubundaki çalışmaları devam ediyor. Onları gördükten daha sonra çocuklar için aşıları Türkiye’de de daha rahatlıkla uygulayabileceğiz. Fakat her koşulda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz fakat, çocuklar şu an aşılanmayan gruptalar ve onların okuluna gidebilmesi, alışılagelmiş hayatlarına dönebilmesi için ilk kez büyüklerin aşılanması gerekiyor. İsrail’de büyükler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı yüzde 70’lere yaklaştı ve çocuklarda görülen enfeksiyon oranları çok fazla azaldı. Yani büyükleri ne dek aşılayabilirsek çocuklarda böylece az enfeksiyon göreceğiz” biçiminde konuştu.
YENİ NESİL AŞI MI HATIRLATMA DOZU MU?
Bağışıklık sistemini yeterince uyaran bir aşının bütün varyantlarda etkin olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, ana manâlı olanın hatırlatma dozu olduğunu ve bunun da mutant suşlara tarafından yenilenmiş aşılarla yapılmasa bile koruyuculuk sağlayabileceğini söyleyerek, her yeni varyantta aşıların yenilenmesi mi gerekecek tartışmalarına dair ise şu bilgileri verdi:
“Aşılar, yeterince bağışıklık oluşturduğu sürece bütün varyantlarda işe fayda aslına bakarsanız. O nedenle hatırlatma dozları da yapıldığı zaman, varyantlardaki faaliyet de artacaktır. Fakat natürel acilen araştırılan bir öteki konu da virüsün antijen yapısı değişirse, aşıya bu mutant virüsün antijenini koyarsak acaba daha mı iyi yanıt oluşur? Onun için de şöyle araştırmalar yapılıyor, yeni aşılara o mutant suşlar konarak öteki mutantlara karşısında da etkinliğine bakılıyor. Örneğin Beta (Güney Afrika) varyantı kullanarak yapılan araştırmalar var. O varyantla geliştirilen aşıların, öteki bütün varyantlarda da gayet güzel etkin olan bir aşı ortaya çıkıyor. Fakat temel nokta, acilen elimizdeki aşılarla etkili bir yanıt oluşturmak. Elimizdeki şu lahza yapmakta olduğumuz mRNA aşıları çift dozda zaten fazla etkili bir cevap oluşturduğu için, büyük oranda varyantlardan da korumuş oluyor. Yani üçüncü dozu yeni varyanta kadar yapılmış aşı olarak da yapsanız, şu andaki aşıdan da rapel dozu yapsanız, bağışık cevabınız arttığı için, varyantlardan da koruyor.”
‘İKİ DOZ ARASI SÜRE VE AŞISIZLAR DELTA VARYANTINI BASKIN HALE GETİRDİ ’
Yüksek orandaki aşılamalara rağmen Delta varyantının baskın ayla geldiği İngiltere’de vaka sayılarının artmasının asıl nedeninin aşısız grup olduğuna uyarı çeken Prof. Dr. Yavuz, bir diğer nedenin de İngiltere’de iki aşı dozu arası sürenin 3 aya değin uzatılması olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “İngiltere’de şöyle bir durum var biliyorsunuz. Orada tek doz aşılayıp gerisinde 3 ay geçtikten sonradan ikinci dozları yaptılar. Delta varyantına karşısında tek doz zaten etkin yok. Bizde böylece bir şey olmayacak. 3 ay uzamayacak iki doz arası, maksimum 6 hafta içinde yapılması planlanıyor. Orada aşıya karşın Delta varyantının artmasının bir sebebi bu. Lakin ana birinci niçin aşısız grup. Çünkü İngiltere’de Delta varyantı ile hasta olanların yüzde 85’i aşısız nüfustan. Dolayısıyla İngiltere her ne dek fazla aşı yapıyor olsa da aşısız gruplar da bu artışta etkili oldu. Özellikle onlar okulları da açtılar biliyorsunuz. Çocuklarda okullarda pikler görüldü. Hatta çocukları aşılamanın yolları araştırılıyor şu an. Dolayısıyla orada esas olan aşısızlar, ikinci niçin de tek doz aşı olması. Esas olarak (iki doz) mRNA aşıları şu anda halen iyi çalışıyor Delta varyantına aleyhinde. Öteki aşılar konusunda kesin olamıyoruz, çünkü çalışmalarda hemen şimdi mRNA aşılarını gördük” dedi.
Prof. Dr. Yavuz, iki dozu bambaşka aşılarla yapılan faaliyet araştırmalarına da değinerek şu bilgileri verdi: “Elimizdeki bilgi yalnızca şu, adenovirüs aşısı (AstraZeneca aşısı) üstüne mRNA aşısı yaptığımız süre fazla daha iyi bağışıklık oluşturuyor. Yani iki dozda benzer aşıyı yapmak yerine böyle bir bambaşka birbirini izleyen aşı yaptığınızda fazla daha iyi bir bağışık yanıt elde ediyorsunuz. Fakat bu veri adenovirüs sonrası mRNA aşısına dair elde edilen data. Bizim yapmakta olduğumuz inaktif virüs aşısından sonradan ikinci dozu adenovirüs aşısıyla ya da mRNA aşısıyla yaptığımızda netice nasıl olacak, böyle bir çalışmanın yürütüldüğünü söylüyor Sıhhat Bakanlığı. Sonuçlarını yakında görürüz nasıl olursa olsun diye düşünüyorum.”
RUSYA UYARISI: TARAMA VE GEREKİRSE İZOLASYON YAPILMALI
Türkiye’deki olgu sayısının az önce sıfırlanmış olmadığına ve jurnal halen 5 binler seviyesinde sürdüğüne de dikkat çeken Prof. Dr. Serap Yıldırım Yavuz, özellikle turizm sezonunun açılmasıyla beraber Delta varyantının pik yaptığı ülkelerden biri olan Rusya’dan gelecek turistler için tarama ve izolasyon zorunluluğu getirilmesi gerektiğini söyledi ve ekledi: “Haftalık vaka sayısına baktığımızda halen (100 bin nüfusta) 50 civarında seyrediyor. Hala çok düşük yok. Ne yazık ki Delta varyantı kaygısı taşıyoruz biz de. Rusya’da hemen Delta varyantının pik yaptığını biliyoruz. En azından oradan gelenlerde bir tarama testi ile artı olanların izolasyonunun sağlanması gerekiyor. Akılcı bir teşebbüs olarak bunun uygulanabileceğini düşünüyorum. Doğrusu Sputnik V aşısı da yüzde 90’ın üstünde etkin çıkmıştı. Oxford (AstraZeneca) ve Jansenn gibi o da bir adenovirüs aşısı. Aşıların etkinliğine baktığınızda mRNA aşıları bağışık cevabı uyarma anlamında en iyisi gibi görünüyor. Adenovirüs aşıları orta seviyede, inaktif aşılar ise azıcık daha altta görünüyor bu anlamda. Dolayısıyla Rusya’da hele de nüfusun çoğunda henüz tek doz aşılama yapıldıysa Delta varyantının hakim hale gelmesi zaruri olmuştur. Oradaki sorun o olabilir diye öngörüyoruz, ama tahmin bu sadece.”