Ancak yeni çalışma, bu tür embriyoların transferinin sınırlamalarını da gösteriyor. Grup tarafından transfer edilen 144 embriyonun büyük çoğunluğunda sadece bir veya iki kromozomal anormallik vardı, ancak transferler sekiz canlı doğuma ek olarak 11 düşükle sonuçlandı.
Sarah Lawrence Koleji genetik danışmanlık programında öğrenci araştırma direktörü Laura Hercher, “Bu oranda çok fazla düşük var” dedi.
PGT-A testi, örneklenen hücrelerde uygun olmayan sayıda kromozomun (çok az veya çok fazla) tespit edilmesi olan anöploidi taraması için kullanılır. Anormal sayıda kromozom, ciddi vakalarda Down sendromu gibi genetik bozukluklara yol açabilir. Daha sıklıkla, yanlış sayıda kromozom, ya embriyoların yerleşmesini engelleyerek ya da düşüklere neden olarak başarısız gebeliklere yol açabilir.
Ancak çalışmanın yazarları, PGT-A ile ilgili sorun, genellikle çok kesin bir sonuç olarak yorumlanan eksik bir resim sağlamasıdır. Test, gelişmekte olan embriyonun dış kabuğundan bir avuç hücreyi örneklemeye ve her birinin 23 çift kromozomu olup olmadığını test etmeye dayanır.
İnsan Üreme Merkezi’nde bir OB-GYN ve çalışmanın ortak yazarı Dr. David Barad, “PGT’nin amacı, birine hamilelik elde etme şansı verecek embriyoları seçmekti” dedi. “Fakat genetik testler yapmak embriyoları daha iyi yapmaz, sadece bize kim oldukları hakkında bir fikir verir.”
Anormallikleri olan bu embriyoları kullanmaya devam etmek bazı riskleri beraberinde getirse de, Hepsi transferleri yapan kliniğe bağlı olan yeni çalışmanın yazarları, canlı embriyolar şu anda göz ardı ediliyor ve birçok kadını hamilelik elde etmek için başka seçeneklerinin olmadığına inandırıyor.
Klinik direktörü ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Norbert Gleicher, e-posta yoluyla “Düşük oranı kabaca bu kadar ileri yaşta beklendiği gibi” dedi. “Kadınlara ne tercih ettiklerini sorun. Düşük yapma riski veya hiç bebek sahibi olma şansı yok. Cevap net olacak.”
Kaynak : https://www.nytimes.com/2022/04/20/health/pgta-ivf-pregnancy-test.html